Yabancı Diziler

The Third Day

Vizyon Tarihi: 2020
Film Kategorisi: Psikolojik Gerilim, Dram, Gizem
Yönetmen: Marc Munden, Philippa Lowthorpe
Senarist: Dennis Kelly, Felix Barrett
Yapımcı: Adrian Sturges, Dede Gardner, Jeremy Kleiner
Oyuncular: Jude Law, Naomie Harris, Katherine Waterston, Emily Watson, Paddy Considine
Ülkesi: Birleşik Krallık
Platformlar: HBO, HBO Max

Üçüncü Gün: Ritüeller, Gerilim ve Ada İzolasyonu

HBO’nun 2020 yapımı mini dizisi The Third Day (Türkçesiyle Üçüncü Gün), izleyiciyi tedirgin edici derecede izole ve sıra dışı bir dünyaya davet ediyor. İngiliz kıyılarında, gelgit nedeniyle ulaşımı kesilen hayali bir adada geçen bu psikolojik gerilim dizisi, semboller, mitolojik referanslar ve insan doğasına dair karanlık sorularla örülmüş bir anlatı sunuyor.

Dennis Kelly ve Felix Barrett’in yaratıcısı olduğu dizi, hem biçimsel hem de tematik olarak yenilikçi bir yaklaşım benimsiyor. Üç parçalı yapısıyla dikkat çeken dizide, her bölüm karakterlerin psikolojik çözülüşlerine adım adım tanıklık ediyoruz.

Konusu: Bir Adanın Karanlık Çağrısı

The Third Day, altı bölümden oluşan bir mini dizi ve iki ana bölümden meydana geliyor: “Summer” (Yaz) ve “Winter” (Kış). “Summer” bölümleri Jude Law’un canlandırdığı Sam karakterinin perspektifinden anlatılırken, “Winter” kısmında ise hikâye Naomie Harris’in canlandırdığı Helen karakteri üzerinden devam ediyor.

İlk üç bölümde Sam, kayıplarının acısıyla boğuşurken gizemli bir şekilde adaya çekilir. Burada, geçmişin hayaletleri ve ada halkının garip ritüelleriyle karşı karşıya kalır. Dizi boyunca ada, bir mekândan çok bir zihinsel hapishane gibi konumlandırılır. Sam’in gerçekle kurduğu bağ zayıflarken, geleneklerin gölgesindeki adalılar arasında sıkışıp kalır.

İkinci üç bölümde Helen’in adaya gelişiyle anlatı yeniden şekillenir. Helen’in adaya geliş nedeni ilk başta net değildir, ancak ilerleyen bölümlerde geçmişin sırları ortaya çıkmaya başlar. Adada hâkim olan düzen, kadın merkezli bu bakış açısıyla daha da korkutucu hale gelir.

Oyunculuklar: Jude Law ve Naomie Harris’ten Güçlü Performanslar

Jude Law, Sam karakterinde oldukça etkileyici bir performans sergiliyor. Kaybın ağırlığı altında ezilen, gerçeklik algısı bozulan bir adamı canlandıran Law, karakterin duygusal iniş çıkışlarını seyirciye başarıyla aktarıyor. Özellikle ikinci bölümde yaşadığı zihinsel çöküş, oyunculuk açısından dizinin zirvesi olarak değerlendirilebilir.

Naomie Harris, “Winter” bölümünde yer alan Helen karakteriyle, annelik içgüdüsü ve geçmişin gölgesi arasında bocalayan bir kadını canlandırıyor. Karakterinin kararlılığı ve aynı zamanda taşıdığı travma, Harris’in doğal ve güçlü oyunculuğuyla bütünleşiyor.

Katherine Waterston da Jess karakteriyle dikkat çekiyor. Sam’e adada eşlik eden gizemli kadın olarak başlayan yolculuğu, karakterin kimliğine ve niyetlerine dair ipuçlarıyla merak uyandırıyor.

Emily Watson ve Paddy Considine, adada yaşayan Bay ve Bayan Martin karakterleriyle hikâyenin “kült” boyutunu temsil eden önemli roller üstleniyor. Geleneklerini her ne pahasına olursa olsun korumaya kararlı bu çift, oyunculuklarıyla rahatsız edici bir atmosfer yaratmayı başarıyor.

Görsellik ve Atmosfer: İzolasyonun Bedeni ve Ruhu

The Third Day’in en çarpıcı yönlerinden biri hiç şüphesiz görsel anlatımı. Adanın sisli, ıslak, doğadan kopmuş atmosferi izleyiciye adeta fiziksel bir yalnızlık duygusu yaşatıyor. Gelgit nedeniyle ulaşımı kesilen ada, hem fiziksel bir mahkûmiyet hem de metaforik bir içsel kapanış olarak sunuluyor.

Mekan seçimleri, kamera açıları ve renk paletiyle yaratılan kasvetli atmosfer, dizinin genel hissiyatını mükemmel bir şekilde yansıtıyor. Özellikle Sam’in iç dünyasını temsil eden sahnelerde kullanılan efektler ve ışık oyunları oldukça etkileyici.

Senaryo ve Anlatı Biçimi: Yavaş Akan Ama Derinleşen Bir Hikâye

Dennis Kelly’nin kaleminden çıkan senaryo, hızdan ziyade katmanlı anlatımı ve sembolizme olan bağlılığıyla öne çıkıyor. Dizi, mitolojik temalarla, Hristiyanlıkla ve pagan inançlarla ustaca oynuyor. Ada halkının gerçekleştirdiği ritüeller ve inanç sistemleri, geçmişten günümüze taşınan geleneklerin sorgulanmasını sağlıyor.

Bu anlamda The Third Day, yalnızca bir gizem dizisi değil; aynı zamanda gelenek, aidiyet ve bireysel hafıza üzerine yapılmış çarpıcı bir analiz olarak da okunabilir.

Zihinsel Bir Yolculuğa Hazır Olanlar İçin

Üçüncü Gün herkesin seveceği bir dizi değil. Yavaş temposu, açık uçlu anlatımı ve sembollerle dolu kurgusu, sabır isteyen bir izleme deneyimi sunuyor. Ancak karakter derinliği, oyunculuk kalitesi ve atmosferik yapısıyla dizi, psikolojik gerilim türünü sevenler için oldukça tatmin edici bir yapım.

Görsel anlatımın psikolojik çözülme ile bu kadar başarılı örtüştüğü yapımlar nadirdir. Eğer zihinsel çözülmeyi, karanlık ritüelleri ve toplumsal gelenekleri sorgulayan yapımlar ilginizi çekiyorsa, The Third Day mutlaka izleme listenizde olmalı.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu