Solos

 Belirsiz Bir Gelecekte İnsanlık Serüveni: Solos’un Benzersiz Yapısı

Solos, Hunters dizisinin de yaratıcısı olan David Weil‘ın imzasını taşıyan, 2021 yılında Amazon Prime Video platformunda yayınlanan, yedi bölümden oluşan çarpıcı bir dramatik antoloji dizisidir. Dizi, adından da anlaşılacağı gibi, izolasyon ve tek başınalık temalarını merkeze alır. Ancak bu tek başınalık, tam tersi bir amaca hizmet eder: En yalıtılmış anlarımızda bile, hepimizin insan deneyimi aracılığıyla birbirine bağlı olduğunu göstermek.

Her bölüm, 60 dakikalık sürenin altında, farklı bir karaktere odaklanır ve genellikle tek bir oyuncunun neredeyse bir monolog performansı sergilediği, tiyatral bir yaklaşıma sahiptir. Bu yapısıyla dizi, popüler bilim kurgu antolojisi Black Mirror’a benzetilse de, Solos daha çok teknolojinin sunduğu distopik veya ütopik gelecek senaryoları yerine, bu koşullar altında insan olmanın ne anlama geldiğine, hafızanın kırılganlığına ve kaybın etkilerine odaklanır.

Dizi, hem günümüzde hem de belirsiz bir gelecekte geçen yedi farklı hikaye sunar. Her karakter, belirsiz bir gelecekte heyecan verici bir maceraya atılır ve kendi iç dünyalarıyla, sırlarıyla ya da teknolojinin getirdiği etik ikilemlerle yüzleşirler. Yaratıcı David Weil, bu seriyi pandeminin ve karantinanın getirdiği izolasyon duygularından ilham alarak yazdığını belirtmiştir. Amacı, izleyicinin bu mahrem hikayelere birebir tanıklık etmesini sağlamaktır.

 Geleceğin Teknolojileri ve Ahlaki İkilemler: Bölümlere Derinlemesine Bakış

Solos’un her bölümü, hem duygusal hem de bilim kurgusal açıdan farklı bir kapı açar:

• Leah (Anne Hathaway): Parlak bir fizikçi olan Leah, geçmişi aşmak ve kariyerinde atılım yapmak için zamanda yolculuğu denemeye obsesif bir şekilde çalışır. Bu bölümde, kendi geleceğiyle kurmaya çalıştığı ilişki, şimdiki anın kaçınılmazlığını sorgulatır.
• Tom (Anthony Mackie): Tom, kalan ömrünün kısıtlı olduğunu öğrendiğinde ailesi için tartışmalı yeni bir ürün (kendisini değiştirecek bir robot) satın alır. Bu hikaye, yapay zeka ve insan bilincinin kopyalanması gibi etik meseleleri ele alırken, kayıp ve babalık temalarını işler.
• Peg (Helen Mirren): Kendini görünmez hisseden yaşlı bir kadın olan Peg, evrenden en uzak köşeye yapılan gizemli bir uzay programına katılır. Uzay yolculuğu sırasında anlattığı hayat hikayesi, pişmanlıklar ve hayatta kalma arzusunu dramatik bir şekilde ortaya koyar.
• Sasha (Uzo Aduba): Küresel bir olay sonucu 20 yıldır akıllı evine kapanan Sasha, evinin artık kendisini dışarı çıkmaya manipüle etmeye çalıştığından şüphelenir. Bu hikaye, izolasyonun paranoyaya dönüşümünü ve teknolojiye aşırı güvenin sonuçlarını ele alır.
• Jenny (Constance Wu): Çekilmez bir bekleme odasında oturan Jenny, kayıp hafıza parçalarını fark ettiğinde, kendisini bu odaya getiren kader olaylarını çözmeye çalışır. Jenny’nin hikayesi, kişisel yıkıcılık ve benlik arayışına odaklanır.

Bu hikayeler, teknoloji ve geleceğin distopik araçları olsa da, insanın temel duygularını —yalnızlık, umut, bağlantı kurma arzusu, kayıp ve anıların gücü— vurgulayarak izleyiciye sunulur. Finalde Stuart (Morgan Freeman) karakterinin bölümü, diğer hikayelerdeki bazı hafıza hırsızlıklarını ve kayıp anıları toparlayarak, bu tekil hikayeler arasında ince bir bağlantı kurar.

 Yıldızlar Geçidi: Solos’un Göz Kamaştıran Oyuncu Kadrosu

Solos’un başarısının ardındaki en büyük etken, dizinin her bir bölümünde Oscar ve Emmy ödüllü yıldızların yer aldığı, adeta bir yıldızlar geçidi olan oyuncu kadrosudur. Her oyuncu, kendi bölümünde tek başına sahneyi doldurarak, karakterinin duygusal derinliğini yansıtmakta olağanüstü bir başarı gösterir.

Morgan Freeman (Stuart)

Dizinin anlatıcısı ve final bölümünün başrolü olan efsanevi aktör Morgan Freeman, Stuart rolüyle hikayeleri birbirine bağlayan bir nevi kilit figürdür. Alzheimer hastası olan ve hafıza implantlarına ihtiyaç duyan Stuart, dizinin hafıza, geçmiş ve bağlantı temalarını en güçlü şekilde somutlaştırır. Freeman’ın karizmatik ve bilge sesi, tüm bölümlerde bir rehber görevi üstlenir.

Anne Hathaway (Leah)

Akademi Ödüllü Anne Hathaway, bilim insanı Leah rolüyle, takıntılı ve duygusal olarak yorgun bir karakterin çaresizliğini yansıtır. Hathaway, zaman yolculuğunun bilimsel karmaşası içinde, bir kadının ailevi yükümlülükler ve bilimsel hırs arasındaki ince çizgide nasıl yıprandığını ustalıkla canlandırır.

Helen Mirren (Peg)

Bir diğer Oscar sahibi Helen Mirren, yaşlı ve görünmez hisseden Peg karakteriyle, bir kadının tüm yaşam döngüsünü, pişmanlıklarını ve nihayetinde kendini yeniden keşfetme arayışını izleyiciye aktarır. Mirren’ın performansı, basit bir uzay kabininde geçen hikayeye muazzam bir duygusal derinlik katar.

Anthony Mackie (Tom)

Marvel Evreni’nden tanıdığımız Anthony Mackie, Tom karakterinde, ölümle yüzleşen bir babanın çaresizliğini ve ailesini koruma güdüsünü sergiler. Mackie, robot kopyasıyla olan etkileşiminde, insan olmanın kusurlu doğasını ve özgünlüğünü sorgulayan güçlü bir performans sunar.

Uzo Aduba, Constance Wu ve Diğerleri

• Emmy ödüllü Uzo Aduba‘nın Sasha bölümündeki izolasyondan kaynaklanan paranoyayı yansıtan gerilim dolu performansı ve Crazy Rich Asians yıldızı Constance Wu‘nun Jenny rolündeki hafıza kaybıyla boğuşan karakterin kaotik iç dünyasını yansıtışı da izleyicinin takdirini toplar.
• Dan Stevens‘ın Otto ve Nicole Beharie‘nin Nera karakterleri, dizinin bilim kurgu ve fantastik öğelerini desteklerken, her biri kendi başına bir kısa film tadında olan bu antolojinin zenginliğini artırır.

Solos, dizimag.com.tr okuyucuları için, teknolojinin gölgesinde bile insan ruhunun ne kadar karmaşık ve ne kadar bağlantılı olduğunu sorgulayan, yıldızlarla dolu bir kadronun ustalıkla tek başına performans sergilediği, derinlikli ve düşündürücü bir Amazon Prime Video deneyimi vaat ediyor.