Zero Day

 Başkan Mullen’ın Kabusu: Siber Saldırı ve Gerçeklik Krizi

Netflix platformunda 2025 yılında yayınlanan Zero Day (Sıfırıncı Gün), adını bir yazılım veya sistemdeki sıfır gün açığından alan, yüksek profilli ve politik bir siber gerilim mini dizisidir. Narcos yapımcısı Eric Newman ve Jackie senaristi Noah Oppenheim‘ın yaratıcılığını üstlendiği dizi, ilk kez bir televizyon dizisinde başrolü üstlenen efsanevi oyuncu Robert De Niro‘nun varlığıyla büyük bir ilgi odağı haline gelmiştir.

Dizinin merkezinde, ABD’nin eski başkanı olan George Mullen (Robert De Niro) yer almaktadır. Mullen, siyasetten çekilmiş olmasına rağmen, ulusu ve muhtemelen tüm dünyayı etkisi altına alan büyük bir siber ve ulusal güvenlik krizi sırasında yeniden sahneye çıkmak zorunda kalır. Bu krizin nedeni, siber saldırıların ötesinde, dünyayı “kontrol edilemez güçlerin” yok ettiği hissini veren gizemli ve karmaşık bir olay örgüsüne sahiptir.

Dizi, izleyiciyi şu temel felsefi sorularla yüzleştirmeyi amaçlar: Böyle bir krizin ortasında gerçeği nasıl keşfedebiliriz? Ve komplo teorileri ne ölçüde kendi icatlarımız ya da hayal gücümüzün ürünleridir?

George Mullen, eski siyasi gücü ve nüfuzu sayesinde, bu karmaşık olayın ardındaki gerçeği ortaya çıkarmak için kendi kişisel soruşturmasını başlatır. Ancak bu soruşturma, sadece ulusal güvenliğin tehlikede olduğunu değil, aynı zamanda Mullen’ın kendi geçmişindeki sırların ve ailesi içindeki eski yaraların da yeniden açıldığını gösterir.

Dizinin altı bölümü, ulusal krizin tırmanışını, siyasi entrikaları ve Mullen ailesinin kişisel dramını ustaca birleştirir.

 Robert De Niro ve Yıldızlar Geçidi: Zirvedeki Performanslar

Zero Day, De Niro’nun televizyon kariyerindeki ilk büyük rolü olması nedeniyle güçlü bir oyuncu kadrosuna sahiptir.

• Robert De Niro (George Mullen): Eski Başkan George Mullen rolünde, De Niro karizmasıyla karakterin ağırbaşlılığını ve aynı zamanda kişisel kayıplarla mücadele eden bir adamın yorgunluğunu yansıtır. Mullen, olayı çözmek için elindeki tüm siyasi ve kişisel araçları kullanırken, dizinin politik gerilim dozunu artırır.

• Jesse Plemons (Roger Carlson): Fargo ve Breaking Bad‘den tanıdığımız Jesse Plemons, hikayenin ana gizeminde kilit rol oynayan Roger Carlson karakterini canlandırır.² Carlson’ın Mullen ile olan ilişkisi ve olaydaki pozisyonu, dizinin ana entrikasını derinleştiren unsurlardandır.

• Lizzy Caplan (Alexandra Mullen): Masters of Sex yıldızı Lizzy Caplan, George Mullen’ın kızı Alexandra Mullen rolünde yer alır. Alexandra, babasının politik mirası ve aile içindeki gerilimlerle mücadele eden, modern ve zeki bir kadındır. Aile içi trajedinin yeniden açılması, (5. Bölüm) Alexandra’nın da hikayenin merkezine çekildiğini gösterir.

• Joan Allen (Sheila Mullen): Usta oyuncu Joan Allen, George Mullen’ın eşi Sheila Mullen rolünde yer alır. Sheila’nın Kongre önünde ifade vermesi (5. Bölüm), siyasi olayların Mullen ailesi üzerindeki baskısını ve kişisel dramın politik arenaya yansımasını gösterir.

• Connie Britton (Valerie Whitesell) ve Angela Bassett (Başkan Evelyn Mitchell): Connie Britton ve Angela Bassett gibi deneyimli oyuncular, Beyaz Saray ve istihbarat çevresindeki kilit figürleri canlandırarak, George Mullen’ın soruşturmasının karşılaştığı kurumsal direnci ve siyasi entrikaları somutlaştırır.

 Komplo, Siber Tehdit ve Agonize Edici Kararlar

Dizi, siber saldırıların getirdiği ulusal krizi, komplo teorilerinin hızla yayılması ve yalan haberlerin gerçeği gölgelemesi gibi güncel temalarla harmanlar. Her bölüm, Mullen’ın gerçeğe biraz daha yaklaşmasını sağlayan, ancak aynı zamanda onu daha büyük bir tehlikeye sokan olayları içerir.

Final bölümlerinde (5. ve 6. Bölüm), gerilim doruğa ulaşır. 5. Bölümde yaşanan kişisel trajedi, Mullen ailesi için eski yaraları açarken, Başkan Yardımcısı Dreyer’ın (Matthew Modine) liderlik değişikliği için baskı yapması, politik gerilimi artırır. 6. ve final bölümünde ise, “yeni bir tehdit” ulus çapında huzursuzluk yaratırken, Mullen sorumluyu yakalamaya yaklaşır. Ancak bu, Mullen’ı “agonize edici bir kararla” yüz yüze bırakır. Bu durum, dizinin, büyük resmi kurtarmak için ne kadar etik olmayan adımlar atılabileceği sorusunu cesurca sorduğunu gösterir.

Zero Day, sadece aksiyon dolu bir siber-politik gerilim olmakla kalmaz, aynı zamanda yüksek profilli bir oyuncu kadrosu, karmaşık senaryosu ve günümüzün dezenformasyon çağındaki güven ve gerçeğin doğasına dair sorduğu derin sorularla 2025 yılının en çok konuşulan mini dizisi olmayı başarmıştır.