Marianne

 Korku Yazarı Emma Larsimon’ın Kâbusları Gerçekleşiyor: Marianne’in Laneti

2019 yılında Netflix kütüphanesine eklenen ve kısa sürede korku tutkunları arasında kült bir yapıma dönüşen Marianne, Fransa Yapımı bir doğaüstü korku mini dizisidir. Samuel Bodin’in hem yaratıcılığını hem de yönetmenliğini üstlendiği bu sekiz bölümlük seri, klasik korku öğelerini modern bir anlatımla harmanlayarak izleyiciye akılalmaz ve tüyler ürpertici bir deneyim sunar. Dizi, adını, ünlü korku yazarı Emma Larsimon’un rüyalarına ve yazdığı kitaplara musallat olan kadim, kötücül ruhtan alıyor.

Hikaye, korku yazmayı bırakmaya karar veren ve ülkesinin Stephen King’i olarak görülen Emma Larsimon’ın (Victoire Du Bois) hayatına odaklanıyor. Emma, kariyerinin zirvesindeyken, artık “kurgu” ile vedalaştığını ilan eder. Ancak, eski bir dostu olan Camille‘in (Lucie Boujenah) yaptığı sinir bozucu bir ziyaret, onu memleketine geri dönmeye mecbur bırakır. Memleketine dönüşüyle birlikte Emma, rüyalarında gördüğü kötü ruh Marianne’in sadece kâbuslarında değil, gerçek dünyada da ortalığı birbirine kattığını dehşetle keşfeder.

Marianne’in gazabı, Emma’yı yeniden yazmaya zorlamak üzerine kuruludur. Çünkü lanetli varlık, Emma’nın kitaplarının karakterleri aracılığıyla gerçekliğe sızabilmektedir. Dizi, Emma’nın yazdığı her cümlenin canlandığı bu tekinsiz atmosferde ilerlerken, kahramanımızın sadece doğaüstü bir varlıkla değil, aynı zamanda korkularını bastırmak için takındığı bencil maskeyle de mücadele etmesini konu alıyor. Emma, rüyalarıyla gerçek hayatı arasındaki bu tehlikeli bağı çözmek zorundadır, yoksa Marianne, yazarın değer verdiği herkesi hedef almaya devam edecektir.

 Çocukluk Sırları ve Ritüellerin Bedeli: Geçmişin Hayaletleri

Marianne, klasik korku elementlerini kullanırken, hikayesinin derinliğini çocukluk travmalarına ve bastırılmış anılara borçludur. Dizinin bölümleri ilerledikçe, Emma’nın kâbuslarının ve yarattığı hikayelerin kökeninin, on beş yıl önce arkadaşlarıyla birlikte eski okullarında gerçekleştirdiği hayatlarını değiştirecek bir ritüele dayandığı ortaya çıkar (5. Bölüm: Onu Terk Ettin).

Bu noktada, dizi akılalmaz bir gerilime sahne olur. Emma ve eski arkadaşları (Séby, Aurore, Tonio), birer birer korkunç hayaller ve hayalet ulaklarla karşılaşmaya başlarlar. Marianne, sadece Emma’yı değil, onun geçmişine bağlı olan herkesi hedef almaktadır. Dedektif Ronan (Patrick d’Assumçao), Emma’nın kitaplarıyla gerçek hayatta yaşanan trajediler arasındaki bağlantıyı çözmeye çalışırken, hikaye şeytani sırlar ve lanetli olaylarla dolu bir dünyaya sürüklenir.

Tehditkâr atmosfer, özellikle Mireille Herbstmeyer’in canlandırdığı ve Marianne’in etkisi altına giren yaşlı kadın karakterde zirve yapar. Bu karakter, Fransız korku sinemasının ve folklorunun ürkütücü cadı/büyücü figürünü modern bir televizyon formatına taşıyarak izleyicinin hafızasına kazınır. Emma’nın bu kötü ruhu kovma mücadelesi, dizinin son bölümü olan “Salı”da rahip ve arkadaşlarının çaresiz çabalarıyla trajik bir sona ulaşır.

 Başroldeki Güçlü Kadınlar ve Yardımcı Karakterlerin Etkisi

Marianne‘ın başarısında, özellikle başrol oyuncularının ve onlara eşlik eden güçlü yardımcı kadronun payı büyüktür. Fransız oyunculuğunun doğallığı ve karakterlerin derinliği, dizinin doğaüstü temasını daha da inandırıcı kılıyor.

Victoire Du Bois (Emma Larsimon)

Dizinin merkezindeki isim olan Victoire Du Bois, Emma Larsimon karakterinde mükemmel bir performans sergiliyor. Emma, hem ünlü ve karizmatik bir yazar hem de paranoyak ve nevrotik bir ruh hali arasında gidip gelen karmaşık bir kadındır. Du Bois, Emma’nın bencil bir dahi gibi görünen dış cephesinin ardındaki fedakâr ve yaralı ruhu başarıyla yansıtıyor.

Lucie Boujenah (Camille) ve Tiphaine Daviot (Aurore)

Emma’nın en yakın arkadaşları olan Camille ve Aurore, Marianne’in etkisine karşı mücadele eden diğer önemli figürlerdir. Lucie Boujenah’ın Camille’i, Emma’nın garip davranışlarına karşı sabrının sınırlarını zorlayan, ancak yine de ona bağlı kalan mantıklı sesi temsil eder. Tiphaine Daviot’nun Aurore’u ise, arkadaşını kurtarmanın bir yolunu arayan, olayların kalbine dalmaktan çekinmeyen güçlü bir karakterdir.

Mireille Herbstmeyer (Büyülenmiş Kadın)

Belki de dizinin en akılda kalıcı, korkutucu performanslarından birini sergileyen Mireille Herbstmeyer, Marianne’in ilk kurbanlarından birini canlandırır. Yaşlı kadının dehşet verici gülümsemesi, kötücül ses tonu ve fiziksel değişimi, saf korku anları yaratır ve dizinin Fransız korku estetiğini başarıyla yansıtır.

Marianne, Samuel Bodin’in yaratıcı vizyonu, güçlü oyunculuklar ve tehditkâr atmosferi sayesinde, modern korku dizileri arasında kendine sağlam bir yer edinmiştir. Her ne kadar (kaynaklara göre) tek bir sezonun ardından iptal edilmiş olsa da, bu sekiz bölümlük karanlık yolculuk, dizimag.com.tr okuyucuları için akılalmaz bir deneyim ve korku türünün son yıllardaki en başarılı örneklerinden biri olmaya devam ediyor.